SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CENAİZ

<< 681 >>

EK SAYFA – 681-2

باب: موت يوم الإثنين.

94. Pazartesi Günü Ölmek

 

حدثنا معلى بن أسد: حدثنا وهيب، عن هشام، عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها قالت: دخلت على أبي بكر رضي الله عنه، فقال: في كم كفنتم النبي صلى الله عليه وسلم؟ قالت: في ثلاثة أثواب سحولية، ليس فيها قميص ولا عمامة. وقال لها: في أي يوم توفي رسول الله صلى الله عليه وسلم؟ قالت: يوم الإثنين. قال: فأي يوم هذا؟ قالت: يوم الإثنين. قال: أرجو فيما بيني وبين الليل. فنظر إلى ثوب عليه كان يمرض فيه، به ردع من زعفران، فقال: اغسلوا ثوبي هذا، وزيدوا عليه ثوبين، فكفنوني فيها. قلت: إن هذا خلق؟ قال: إن الحي أحق بالجديد من الميت، إنما للمهلة.فلم يتوف حتى أمسى من ليلة الثلاثاء. ودفن قبل أن يصبح.

 

[-1387-] Aişe r.a. şöyle demiştir: Ebu Bekir'in r.a. yanına girdim. Bana: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i kaç elbise ile kefenlediniz?" diye sordu.

 

Ben: "Üç tane beyaz temiz elbise ile kefenlendi. Bunlar içinde gömlek ve sarık yoktu" dedim.

 

Ebu Bekir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem hangi gün vefat etmişti?" diye sordu. Ben: "Pazartesi günü" dedim.

 

Ebu Bekir: "Bugün günlerden ne?" dedi. Ben: "Pazartesi" dedim.

 

Ebu Bekir: "Şu andan geceye kadar vefat etmeyi isterim" dedi. Sonra kendisine tedavi yapılan üzerindeki elbisesine baktı, üzerinde kir vardı. O: "Bu elbisemi yıkayın, iki tane elbise daha ekleyerek beni bunlarla kefenleyin" dedi. Ben: "Bu elbise eski" dedim.

 

Ebu Bekir: "Yeni elbise giymeye ölüden çok hayatta olan layıktır. Kefen yalnızca ölünün bedeninden çıkan (irin, pislik vb. şeyler) içindir" dedi.

 

Ebu Bekir ancak Salı gecesi vefat etti ve sabah olmadan da gömüldü.

 

 

AÇIKLAMA:     Zeyn İbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir: Hiç kimse ölüm vaktini belirleme konusunda seçim hakkına sahip değildir. Ancak bunun gerçekleşmesine sebep olmanın bir etkisi vardır. Örneğin teberrük maksadıyla Allah'a yönelmek ve dua etmek böyledir. Bu şekilde ölmeyi talep ettiği halde bu gerçekleşmezse kişi, inancından dolayı sevap alır. Cuma günü ölmenin fazileti ile ilgili hadis Buharî tarafından sahih olarak görülmediği için o yalnızca kendi şartına uyan hadisle yetinmiştir.

 

Bu hadisten ilk anda Ebu Bekir'in kefenlerde aşırıya kaçılmaması görüşünü benimsediği anlaşılmaktadır. Müslim'in Cabir aracılığıyla rivayet ettiği kefenleri güzelleştirme emri bununla çelişmez. Bu ikisini, güzelleştirmeyi kefenin niteliğine, aşırıya kaçmayı da kefenin bedeline yorarak uzlaştırmak mümkündür.

 

Bir görüşe göre kefeni güzelleştirme ölünün hakkıdır. O, Hz. Ebu Bekir'in yaptığı gibi bunun terk edilmesini vasiyet ettiğinde bu vasiyete uyulur.

 

Şu da mümkündür: Hz. Ebu Bekir'e üzerindeki elbise Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem  tarafından verilmiş, o da bu elbise ile teberrükte bulunmak İstemiş olabilir. Yahut bu elbise ile cihad ettiği veya ibadet ettiği için bununla teberrükte bulunmak istemiş olabilir. İbn Sad'ın, Kasım İbn Muhammed aracılığıyla (dedesi) Hz. Ebu Bekir'den rivayet ettiği "Beni, içinde namaz kıldığım şu iki elbise ile kefenleyin" sözü bu yorumu desteklemektedir.

 

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

1- Beyaz ve üç parça elbise ile kefenlemek, büyüklerin teberrük maksadıyla yaptığı vasiyete uymayı istemek müstehaptır.

2- Yıkanmış elbise ile kefenlemek caizdir.

3- Yeni elbise konusunda, hayatta olan tercih edilir.

4- Geceleyin ölüyü defnetmek caizdir.

5- Ebu Bekir'in faziletini, ferasetinin doğruluğunu, vefatı sırasındaki sebatını yine bu hadisten öğrenmiş bulunuyoruz..

6- Kişinin, kendinden daha alt seviyedeki kimseden ilim alması mümkündür.